Çocukla Ayder Gezi Rehberi
/Yemyeşil ya da yeşilin binbir tonunu barındıran bir yer olarak tanımlamak haksızlık olur bence Karadeniz’i. En az kadınlarının yaşmağı, peştamali, etekluğu gibi rengarenk olan Karadeniz’i geziyoruz oğlumla.
Zirveleri karlarla kaplı Kaçkarlar, gerdanlarda salınan,ipe dizili altın beşli gibiydi yol boyu. Nisan sonu olmasına rağmen karla kaplı zirvelerini görünce eldivenleri bile sokuşturduk valizin bir köşesine.
İstanbul’dan Samsun Havaalanı’na uçak bileti almıştık ve Samsun’a inince hikayemiz başladı. Kardeşim Ordu Fatsa’da yaşadığı için araç sıkıntımız olmadı bizim. Bir yeri gezmek deyince, aklımıza bisiklet gelse de bu sefer dört teker kullanacağız.
Samsun’dan kıyı şeridini takip ederek Ayder Yaylası’na ve Uzungöl’e gitmek için yola koyuluyoruz. Ordu şehri ilk durağımız. Boztepe teleferiği nin bulunduğu kıyıda, bir çay bahçesini seçiyoruz mola için. Kıyıya kurulan ve 28 adet kabini ile denizden 530 metre yükseklikteki Boztepe’ye yolcu taşıyan teleferiği izleyip, altında koşuşturmak pek mutlu ediyor bizim oğlanları. Bizim oğlanlar diyorum çünkü, bu seyahatte kız kardeşlerim, oğulları ve annemde bizimle birlikte. Her yaş gurubu mevcut yani anlayacağınız. Bakalım gezi dinamiğimiz nasıl olacak? Önceki yıllarda Boztepe’ye çıkıp semaver keyfi yaptığımızdan tekrar çıkmıyoruz. Ordu’yu ve sonsuz maviliği izlemek isteyenler mutlaka çıksınlar.
Boztepe aynı zamanda ülkemizin en iyi yamaç paraşütü bölgelerinden biri olduğundan teleferikle çıkıp atlayış yapan pek çok paraşütçü de renklendiriyor çay molamızı. Kıyıda dalgalarla yapılan dansın ardından kahkahalar eşliğinde yollara vuruyoruz kendimizi. Çocukla gezerken mola mekanları sizin yolculuğunuzun bel kemiğini oluşturur. Tüm dengeler o anların etrafında döner durur. Mola yerinde dinlenip eğlenememiş bir yavru gezip gördüklerine odaklanamaz asla.
Karadeniz kıyılarını 2006 yılında, kıyı otobanı inşaatından önce bisikletle gezmiştik. O yüzden yol boyu kıyas yaptım on yıl önceki halleriyle şehirleri. Trabzon’un kara kumlu plajlarını, mavi bayraklı tertemiz kumsallarını, yunusları ilk kez izlediğim ıssız koylarını, fındık bahçelerinden gelen türkü seslerini unutmadım hala. Otoyol uzaklaştırmış bu güzelliklerden yolcuları. Çok aramak, bilmek gerekiyor gizli cennetlere ulaşmak için.
Fındık ve çay bahçelerini, Vakfıkebir ekmekçilerini, Akçaabat köftecilerini, meşhur gaz yapmadığı söylenen kuru fasulye lokantalarını geçerek Rize’ye varıyoruz. Yol boyu verdiğimiz molalarda semaver eksik olmuyor masamızdan. Çayın krallığında, bir bardak çayla kim yetinsin. Kapalı bir mekan yerine yanında bahçesi olan ve çocukların rahatça koşturacakları yeşil alanları bulunan yerleri tercih ettik molalarımızda. Bagajdaki top her daim göreve hazırdı yani anlayacağınız.
Karadeniz’de yayla turizminin gelişmesiyle birlikte yol kenarındaki bilgilendirici tabelalar da artmış. Yaylalara çıkan yol ayrımlarında yolunuzu kolayca bulabiliyorsunuz. Rize çıkışındaki Ayder Yaylası tabelasıyla otobandan kurtuluyoruz bizde. Ayder Yaylası, Rize’nin Çamlıhemşin ilçesine 19km uzaklıkta ,1350 metre rakımda olan ve köylülerin yaylara çıkmadan önce dinlenmek için kullandıkları bir bölgeymiş eskiden beri.
Yaz, kış ulaşımın mümkün olduğu Ayder Yaylası, Karadeniz turizminin önemli noktalarından. Bu yüzden diğer yaylalara gitmek için ana istasyon olarak kullanabilirsiniz. Kavrun, Huser; Avusor ve Hazindak yaylalarına ulaşım mümkün.Yaz aylarında Kavrun Yaylası’na saat başı, Avuser Yaylası’na günde bir kez, gidiş-dönüş minibüs seferleri mevcut.Bunun dışında 4*4 araç kiralayabileceğiniz noktalarda mevcut.
Ayder Yaylası’nda Konaklama
Serenderlerin varlığı otellerin oluşturduğu karmaşayı azaltsa da doğa turizmindeki sıçrama her yerde olduğu gibi Ayder’i de biraz yormuş. Biz birkaç otele fiyat sorduktan sonra geleneksel tarzda bir aile pansiyonu olan Üçhanlar’da kalmayı tercih ediyoruz.
Ayder otel aramalarında karşıma çıkan Oberj. İlginç kuralları var:))
Nefis manzaralı odamız.
İşte bu da manzaramız.
Otel oda fiyatları sezon dışı olmasına rağmen 150 tl ve üzerinde. Osmanlı Dönemi’nden beri kullanılan Ayder Kaplıcaları’nın yanıbaşındaki küçük villalarda da kalabilirsiniz. Ayder’deki yoğunluktan uzaklaşıp kamp kurmak isteyenler ise; Kalegon Mevkii’nde bulunan Ayder Camping’e ya da karmaşadan uzak bir yere çadır kurabilirler.
Kaplıcaların hemen yakınındaki küçük villalar.
Pansiyona yerleştikten sonra yamacında serenderlerin dizili olduğu pek çok kişinin manzaranın tadını çıkarmak için serildiği yere biz de kendimizi atıyoruz. Bizim üç yumurcak mereya yeni çıkmış kuzular gibi zıplamaya, çimlerde dönmeye başlıyor hemen. Otel odasına serileyim, sıcak bir duş alıp sonra çıkayım derseniz çok şey kaçırırsınız Ayder’de.
Tepeden aşağıya kadar kaç kez yuvarlandılar sayamadım:)
Dinlendikten sonra tulum sesleri eşliğinde yürüyüşe çıkıyoruz. Gelin Tülü Şelalesi’ne gidiyoruz önce. Gelin Tülü Şelalesi; 23 metreden düşerek Kavrun Deresi ile buluşan ve şeklinden dolayı bu ismi alan bir şelaledir. Şelalenin yakınlarında, Fırtına Deresi’nin kenarında onlarcasını gördüğümüz zipline yazısını görünce kaçırmıyoruz. Zipline uzun yıllardır bu bölgede taşımacılık ve dereleri aşmak için kullanılırken şimdilerde deneyim turizminin güzel bir kolu olmuş. Tonlarca yüke dayanacak özel ipler ve güvenli bir kemer eşliğinde Kaçkarlar’da bir kuş gibi süzülmek istiyorsanız Ayder doğru yer. Biz, anneler fırsatı kaçırmıyoruz ancak çocuklar için uygun ekipmanları olmadığından farklı bir yer arayışına da hemen giriyoruz.
Benden sonrakilere cesaret veren ilk atlayışım.
Sonunda buluyoruz. Ayder Sofrası önünde kurdukları platformla çocuklara da hizmet veren bir tane zipline buluyoruz sonunda. Derenin üzerinden cesurca süzüldüklerini gören görevli abiler iki süzülme de hediye ediyorlar bizimkilere. İki tur ziplineda, el bırakacak kadar ileri giden kuzular, üçüncü seferde takla atacaklardı neredeyse. ” Gitmek 7,5 dönmek 7,5 lira” şeklinde söylenen bir ücreti var bu ziplinenın:))
Ziplineda mutluluktan uçan bir kuzu.
Zipline keyfinin ardından bulduğumuz patikalardan tepelere doğru treking yapıyor ve koca ağaçların arasında nefes alıyoruz. Bizim gibi kısa değil uzun bir yürüyüş planlamak isterseniz rotaların yazılı olduğu tabelalar mevcut. Hazindak, Huser, Çeymakçur, Polakçur, Kavrun ve Avusor yaylalarındaki yürüyüş rotaları da farklı deneyimler yaşamak için harika alternatifler.
“Anne şu manzaraya bak.” diye beni çağırışını hiç unutmayacağım.
Bu kadar çıktıktan sonra kısa bir mola.
Kısa yürüyüşün ardından, kahve keyfi için girdiğimiz Balcı Sefer’in yerinde biz közde kahveleri yudumlarken Tibet ve kuzenleri de portakal suyu ve laz böreği eşliğinde manzaraya karşı kitap okuyorlar. Yolculuk için “Barbaros Hayrettin Paşa, Çılgın Mucitler ve Şirin Topkapı Sarayı’nda” isimli kitapları seçmişti bizim kuzular.
Hava kararmaya başlayınca yayla serinliği de iyice hissediliyor ve biz çoluk çocuk pansiyonumuza çekiliyoruz. Gece nefis bir uykunun ardından, sabah kahvaltımızı ve pansiyon sahibi Derya hanımın ikram olarak hazırladığı bol tereyağlı ve peynirli kuymağı da afiyetle yiyoruz. Ardından yeniden yollara düşme vakti geliyor.
Fırtına Deresi boyunca gördüğümüz taş köprülerden biri dönüş yolundaki ilk durağımız oluyor. 19.yüzyılın ortalarından beri kullanılan tarihi Mikron Köprü’yü aşarak karşıya geçiyoruz ve buz gibi derenin sularında kısa bir yürüyüş yapıyoruz. Vadinin gizemli hali suyun sesiyle daha bir katmerleniyor. Çocukla yapılacak en önemli etkinliklerden biri nehirde yürümek. Kıyı boyunca taşların pürüzsüz yüzeylerini, suyun sıcaklığının karlarla olan ilişkisini ve yöre halkının yaşamını anlatan pek çok hikayeyi anlatabilir ya da sadece derenin kulağınıza fısıldadıklarını dinleyebilirsiniz.
İkinci durağımız ise; Fırtına Deresi’nin kıyısına dizilmiş rafting tesislerinden biri. Kişi başı 60 lira karşılığında farklı zorluklardaki parkurlarda raftı devirmeden takımınızla ilerliyorsunuz. Rize Ardeşen’den 2 km sonra Karadeniz’le buluşan Fırtına Deresi üzerinde zipline ve rafting yapmak için pek çok sebep bulacaksınız. O sebepleri duymazdan gelip, hızlıca geçip gitmeyin sakın.
Üç kız kardeşin, üç bal kuzusu ile çıktığınız yolculuk sona erdi:))
Süpersiniz.Bende 1 mayıs 7 mayıs arası Rizede idim..Nasip olursa istanbul Rize bisiklet turu düşünmekteyim.
Saygılarımla
eşinize selam
🙂 ayaklarınıza sağlık,
güzel yurdumuzun her tarafı görülesi.
Sevgiler, bizden de selamlar…
Hey hop rafting ve zipline doğada harika anlar yaşatır…Antalya yada bekleriz…
Merhaba,
teşekkürler
not ettik,
görüşmek üzere.
Çok güzelsiniz 🙂 bizde bir aksilik çıkmazsa 19 mayısta orda kalacağız. Yoğunluktan dolayı yer bulabildiğimiz tek pansiyon uchanlar oldu. Fiyat olarakta gayet iyi geldi. Tavsiyeleriniz için teşekkürler. Bize enerjinizi aktarmaya her zaman devam edin
Merhaba,
güzel bakan güzel görür 🙂
Çok sevindik tavsiyelerimizin işe yaradığına.
Ayder çok güzel gerçekten de.
Siz de bize enerji verdiniz şimdi. 🙂
Enerjileşmeye devam o halde.
Selamlar…
Paylaşım için, tavsiyeleriniz için teşekkürler.
🙂 Teşekkür ederiz, keyifli geçsin geziniz.