Avdan Yaylası

Bisiklet yolculuğumuzdan sonra adım “Minik Gezgin“ oldu. Epeyde afilli, sevdim bu ismi. Ancak iki ay boyunca dünyayı gezerken şimdi evde uzun süre geçirmek benim için çok sıkıcı. Bizimkiler türlü etkinlikler ve taklalar attılar ben kış boyunca sıkılmayayım diye. Yağmurluğum ve çizmem üzerimden çıkmadı. İznik gölünde yağmurda oyuncak oltamla balık tutmaktan da karda bisikletime binmekten de geri kalmadım. Arada karizmayı çizdirip hasta olduk ama o kadarcık. Bisikletim eve alınmayınca salonda scooterimle attığım turlar hasretimi azaltsada gitmek virüsünden kurtulmamı sağlamadı.



Avdan-yaylasi

Bu arada ekranlarda fazla görününce kameralara da tutkun oldum. Kendi fotoğraf makinemle geceleri birlikte takıldığım yoldaşım mavişimi, evde koşuşturan bizimkileri (türlü hallerde) ve oyuncaklarımı fotoğrafladım.

Fotoğraf makinemi tripot ile birlikte kullanmayı öğrendim. Bahar geliyor, bundan sonra trekkinglerde de en sevdiğim “Değnek Adam” kitabımda ki gibi şu mevsimde yeni yeni yapraklarını giymeye başlayan ağaçların, kuşların, dost hayvanlarında fotoğraflarını çekebileceğim.

Avdanyaylasi

Avdan Yayla

Bu gün öğle uykum gelmeden fırladık dışarıya. Rotamız Avdan Yaylasıydı. Giderken geçtiğimiz köyde çocuklar öğretmencilik oynuyorlardı. Annem onları fotoğraflamadan geçmedi.

Küçük patikalarda koşturmak, yerden yanardağ gibi kaynayan sularda oynamak, kocaman değnek adamım ile koşturmak, hele hele çamurlara batıp çıkmak ve kelebeklerle yakalanbaç oynamak harikaydı. Dağın yamacına tutunmuş güçlü ağaçların açıkta kalan kalın köklerinin hayranlık uyandıran görüntüsünün karşısından beni çekmek için, bizimkiler epey dil döktüler. Annem ve babam benim hayatımda da doğa sevgisinin böyle kök salmasını diledikler dev ağaçların gölgesinde.

Yorumunuzu yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.