Nasılsın Kumar?
Kumar,2007 yılındaki bisiklet turumuzda Nepal’de tanıdığımız bir delikanlı. Katmandu’ya gidilir de,dağcılık malzemesi almadan dönülür mü, düşüncesiyle girdiğimiz bir dükkanda tanıştık onunla.Uzun uzun anlattı satacağı malzemelerle ilgili bilgileri.Sonra da ülkemizin en yüksek dağını ve malzemeleri nerelerde kullancağımızı sordu. Ağrı Dağı 5137m cevabına kahkahayla güldü. Everest’in çocuklarına çerezdi bizim oralar.Ne kadar anlatsakta trekingçi muamelesi görmek bizi de eğlendirdi. Eldiven,pantalon, sırt çantası ve birkaç ıvır zıvır alıp,dükkandan çıkmak üzereyken yarın ki planımızı sordu Kumar. Şehri gezdirmek istemiş bize ev sahibi olarak.Para istemediğini belirtti hemen.Yanlış anlaşılmak en büyük korkusuydu o an.Sözleştik sabah için ve ayrıldık.Gün boyu onunla, Durbar Meydanı’ndan başlayıp ve Maymun Tapınağı’nda sonlanan bir gezi yapmış gibi görünsekte,Kumar bizi hayatında bir tura çıkarmıştı aslında.Belli ki paylaşmak için bizi seçmişti.Seçilmiştik.Kalabalık ailesinden , satrançtaki başarılarından, parasızlık yüzünden yarışmalara gidememesinden,babasının rahatsızlığından,kız kardeşlerinden,sevdiği içeceğin yapımından ve hep kendinden bahsetti gün boyu.Bizimle ilgili hiç soru sormadı.Anlattı,anlattı hiç durmadan yorulmadan.Vedalaşırken akşam karanlığında sarıldık ve ağladık hiç utanmadan.Kumar artık bizimleydi.Yıl 2015 ve hala bizimle. Babası hayatta mıdır, kız kardeşleriyle yaşadığı yanından geçtiğimiz o eski ev ayakta mıdır bilmiyoruz.Umarım yaranız çabuk sarılır ve kolay iyileşirsiniz.